.. Ama Adamların 6 Milyon Oyu Var!..

.. Ama Adamların 6 Milyon Oyu Var!..

Olaya,
Yaşanmış bir hikaye ile başlayalım..
Olay..
Ardahan’ın Çıldır ilçesinde yaşanıyor:
Adamın biri,
Kış hazırlıkları için
İki ineğinden birini pazarda sattıktan sonra..
Hem çay içmek,
Hem de köy dolmuşunu beklemek üzere..
Meydan arkasındaki bir kahveye girer,
Çayını yudumlarken,
Onu tanıyanlardan birkaç kişi, ineği satıp satmadığını sorarlar..
“Sattım” deyince adam..
Kumar oynanan masadan kafalar adama çevrilir..
Biraz sonra da..
Plan işlemeye başlar,
Oyundan kalkan biri, yerine biraz bakmasını isteyerek oradan ayrılınca..
Adam kumpasın ortasında kaldığından habersiz birkaç tur kazanır.
Sonra..
Sonra işler tersine dönmeye başlar.
Vakit gece yarısı olduğunda..
Adamın cebinde köyüne gidecek yol parasını dahi yoktur.
Masada en çok kazanan kel kafalıdan..
Yalvara yakara bir yol parası alıp gece yarısı köyünün yoluna düşmeden..
Masadaki herkes, adamın çok güzel oyun oynadığını,
Çok “efendi” davrandığını,
Oyunu bir asalet içinde oynadığından söz ederek, böyle adamların artık kalmadığından falan söz ederler..
Adam..
Yanında oturan taksicinin elindeki kağıtları karşıya işaret ettiğini anca yolda anlar..
Beş parasız nasıl eve gireceğini düşünürken..
Üstüne..
O dalgınlıkla gece dışarıda köpeğin yal çanağının içine sokar ayağını..
Neden sonra..
Kapıyı açan anasıdır:
“Nedir bu halin, neredesin, ne yaptın, sattın mı…”
“Dur ana dur” der.
“Sattım sattım ama.. paranın hepsi kumarda gitti”
Şaşıran anası..
Başlar bedduaya..
“Dur ana anlatayım sana” der ve başlar olayı anlatmaya:

“Ana beddua etme dur hele,
Çıldır’ın diline düştüm.
Parayı hep verdik sele..
Şeytanın feline düştüm.

Parayı yutturdum ama
Kumarımı çok beğendiler..”

Anası eşini uyandırmak için içeri koşarken tutup çeker kolundan:

Merhem sarmaz bu yarayı,
Aman uyandırma karıyı,
Dazlak götürdü parayı
Çayıs’ın keline düştüm.

Parayı yutturdum ama,
Çıldırlılar oyunumu çok beğendiler.

Anası:
“Seni ölesin belki, nasıl oldu”

Felek nice kara baktı,
Taksici de düşman çıktı,
Attırmadı onluyu sıktı,
Pensenin koluna düştüm.

Parayı yutturdum ama,
Zinzallılar oyunumu çok beğendiler.

Adamlar oldular harami
Yuttular kış idaremi,
Zorla aldım yol paramı
Kovas’ın yoluna düştüm.

Parayı yutturdum ama,
Efendiliğimi çok beğendiler.

Anası, üstüne başına bakıp,
“Bu halin nedir, ” diye sorduğunda..

Aniden kalktım masadan,
Borçlu çıkmışam kasadan,
Yolu şaşırdım tasadan,
Topuşun yalına düştüm.

Parayı yutturdum ama,
Beni çok beğendiler.
…/
Şimdi..
Dönelim başlığımıza..
15 Ağustos 1984’ten bu yana..
Cana kıyıyorlar,
Mayın döşüyorlar,
Yol kesiyorlar,
Haraç alıyorlar..
“Ama adamların 6 milyon oyu var”
Aybüke Öğretmen?!
Mehmet Saygıgüder Öğretmen?!
“Kardeşim 6 milyon oyları var”
Şantiye işçileri,
Çobanlar,
Köylüler,
Yüzünü görmedikleri Güven Parkı,
Tren garı,
“Abicim adamların 6 milyon oyu var
Karakollar, asker polis..
Yüzlerce öğretmen..
Eee peki..
Belediye araçlarından silah çıkıyor.
Dağa il ilçe başkanlıklarından gençler gönderiliyor..
“Valla adamların 6 milyon oyu var”
Eren Bülbül..
Yaşasaydı ve keşfedilseydi..
Atatürk’ün gençliğini, çocukluğunu oynayacak benzerlikteydi..
“Altı milyon..”
Ağzınızı açamıyorsunuz..
6 milyon!..
Dikkat edin;
Bunu onlardan biri söylemiyor..
Kim söylüyor..
Dert partisi
Deva partisi
Gelecek ve Gidecek partisi
İyisi.. kötüsü..
CIA’nın cebinde resimlerle dolaştırdığı,
Dikbayır’a yokuşa sürdüğü adam,
Çakırgözlü Aytuğ..
O.. bu.. şu..
Şimdi..
Dersimliye,ona buna doktora ve topuna şunu soralım:
Adam..
6 yıl okudu doktor oldu..
Sonra..
Gidip organ mafyası ile çalıştı.
Böbrek çaldı, ciğer söktü, dalak sattı.
Siz bu doktora..
“Devam et” mi diyeceksiniz?
Bir avukata vekalet verdiniz..
Adam gidip
Sizin imzanızın üstüne başka şeyler ekledi..
Ve..
Hesabınızı boşalttı..
Menkulünüzü üstüne çevirdi..
Ödül mü vereceksiniz?
Çocuğunuzu verdiğiniz kreş oğlunuzu öldürdü..
Ne yapacaksınız..
Kızınızı verdiğiniz damadınız kızınızı kesti..
“Afferrin damat” mı diyeceksiniz..
Bu listeyi dilediğiniz kadar uzatabilirsiniz..
Peki..
Bunu onlar bilmiyor mu?
Pekala biliyorlar..
Ve görevlerini yapıyorlar..
Perdeyi şöyle kapatalım:
15 Temmuz öncesi..
Karakollara, don köynekle gelenlerin hallerini getirin gözünüzün önüne, bir..
Bir de..
14 Temmuz ve öncesindeki resimlerini..
Değil mi..
Hepsi kendi rütbeleri içinde filinta gibi..
Çakı gibi
Cilet gibi..
Ne demişti Hasan Yalçın:
“Kendi gövdenden koparsan, başkasının elinde sopa olursun”
Başı bozuk dolanan suyun değirmen oluğuna dahi alınmayacağı günlerin arifesindeyiz..
Aslında..
Ülkenin röntgeni çekiliyor.
Herkesin yeri
Zaferden sonra belli olacak.
Bu ülke Fetullah'ın tükürüğünü yarasına süren doktorda gördü..
Bir helikopteri ittiterek vurdurmaya çalışan pilotta!
Amerikan atının kaçırarak sürüklediği kovboylarıda görecek bu gözlerimiz..
Yakındır.