Yerel medyanın sorunları çalıştayda raporlandı

Yerel medyanın sorunları çalıştayda raporlandı

“Yerel Medya Temsilcileri ve Güvenlik Bürokratları Çalıştayı”nda Kamuda basın birimi görevlileri ile medya çalışanlarının iletişimde karşılaştıkları sorunlar ve çözüm önerileri Prof. Dr. Zeki Taştan ve Doç. Dr. Zeki Duman tarafından raporlandı.

KARS HAKİMİYET

İçişleri Bakanlığı İç Güvenlik Stratejileri Daire Başkanlığı tarafından 10-11 Ekim 2019 tarihleri arasında Van’da düzenlenen “Yerel Medya Temsilcileri ve Güvenlik Bürokratları Çalıştayı’na; Van, Muş, Hakkâri, Iğdır, Bitlis, Kars, Ağrı ve Erzurum illerinden gelen güvenlik birimleri yetkilileri ile kamuda çalışan basın birimi temsilcileri katıldı.

“Yerel Medya Temsilcileri ve Güvenlik Bürokrasisi Çalıştayı”nın 1. ve 2. Oturumu iki farklı salonda yapıldı. Yerel medya temsilcilerinin katıldığı salonda yapılan oturumu moderatör Prof. Dr. Zeki Taştan yönetirken, kamudaki basın birimi temsilcilerinin katıldığı salondaki oturumu moderatör Doç. Dr. Zeki Duman yönetti.

Kamuda basın ve halkla ilişkiler birimi görevlileri ile medya çalışanlarının iletişimde karşılaştıkları sorunlar ve çözüm önerilerini ele alındığı oturumda öne çıkan başlıklar bir rapor halinde 3. Oturumda Prof. Dr. Zeki Taştan tarafından okundu.

İki gün boyunca devam eden oturumlarda genelde bölgesel sorunların, özelde de kamu temsilcilerinin yerel medya, yerel medya temsilcilerinin de bürokrasideki basın temsilcileri ile olan ilişkilerinin ele alındığını anımsatan Prof. Dr. Zeki Taştan, “Katılımcıların tartışılan konulara yönelik pozitif ve çözüm odaklı yaklaşımları hem oturumların uzun sürmesine; dolayısıyla çok verimli tespitlerin ve önerilerin yapılmasına hem de farklı görüşlerin bir arada sunma imkânının yakalanmasına vesile olmuştur. Oldukça yoğun bir ilginin yaşandığı toplantılarda her iki kesimin temsilcileri, yerel düzeyde yaşamakta oldukları sorunları dile getirme imkanını bulmuşlardır. Çalıştayın en büyük kazanımı, esas görevi kamuoyunu aydınlatmak ve insanları doğru ve tarafsız bir biçimde bilgilendirmek olan medyanın, güvenlik bürokrasisiyle nasıl bir ilişki ve iletişim içinde olduğunun ve aynı şekilde kamu bürokrasisi ile yerel medya arasında ne tür sorunlar yaşandığının ilgili kişiler tarafından açıkça tartışılmış olmasıdır.” dedi.

Prof. Dr. Zeki Taştan, genelde medya özelde de elektronik medya, kitleler üzerinde kanı ve düşünce oluşturma gücü en yüksek olan basın-yayın organları olduğunu ve bu organların temel işlevinin, toplumsal yararı gözetmek suretiyle kamuoyunu bilgilendirmek olduğunu hatırlatarak, “Özellikle son yıllarda günlük yaşamımızın her alanına sirayet eden ve herkes tarafından rahatlıkla ulaşılabilen sosyal medya gerçekliği, kontrol edilmesi pek mümkün olmadığından çok kolay bir biçimde bir manipülasyon aracına dönüşebilmekte, yalan yanlış ve çarpıtılmış malumatlarla kitle psikolojisi üzerinde etkili olabilmektedir. Bunun önüne geçebilmenin temel koşulu, kamu güvenliğinden sorumlu olanların yerel, bölgesel ve ulusal medya temsilcileriyle doğrudan ve sağlıklı bir iletişimde bulunmalarıdır. Bu amaçla çalıştayda dile getirilen görüşlerin, tartışılan konuların ve bu konulara ilişkin ortaya konulan öneri ve tespitlerin son derece yararlı olduğunu söylemek mümkündür.” ifadesini kullandı.

Gerçekleştirilen çalıştayda öne çıkan ve aynı zamanda yapılan tartışmalardan ve fikir alışverişlerinden oraya çıkan bazı konuları, hususları ve tespitleri Prof. Dr. Taştan maddeler halinde açıkladı.

“Yerel Medya Temsilcileri ve Güvenlik Bürokratları Çalıştayı”nda öne çıkan maddeler şöyle:

1. Kamu kurumlarında çalışan basın yayın yetkilileri, yerel medya organları ile yeterli düzeyde iletişim kuramadıkları, bunun temel nedeni olarak da yerel medyada çalışanların genellikle işin uzmanı olmayan ve iletişim formasyonu bulunmayan kişilerden oluşmasını göstermişlerdir. Kamuda görev yapan basın-yayın temsilcileri, toplumsal hassasiyeti dikkate almak, meslek etik kurallarına uymak ve yegane amacı sağlıklı ve doğru bilgi-haber aktarmak olan yerel medyanın bu misyonundan ve niteliğinden gittikçe uzaklaşmaya başladığını, bazı yerel gazetelerin belirli kesimlerin düşüncelerini yaymayı amaçlayan bir araca dönüştüğünü belirtmişlerdir. Yerel basının bu anlamada doğru, tarafsız ve sağlıklı bir yayın yapması için gerekli denetimlerin yapılmasında yarar görülmüştür. Yerel medyanın maddi açıdan çok ciddi sorunları olduğu, haber yapmak için yeterli imkanlara sahip olunmadığı, yayınlanan haberlerin genellikle kes-yapıştır şeklinde olduğu belirtilmiştir. Bunun yanı sıra bazı mülki ve idari amirlerin basın açıklamalarına bazı gazetecileri çağırmadıkları, bunun da gazeteciler arasında ayrımcılığa neden olduğu ifade edilmiştir.

Yerel medya temsilcileri de habere doğru, hızlı ve sağlıklı ulaşabilme hususunda kamu temsilcileriyle yeterli ve sağlıklı iletişim kuramadıkları, özellikle sıcak habere ulaşmada sorun yaşadıkları, bunun da bazı hassas haberlerin çok seri bir şekilde manipüle edilmesine ve çarpıtılan haberlerin toplumu yanlış yönlendirmede kasıtlı olarak kullanılmasına zemin hazırladığını vurgulamışlardır. Sorunun çözümünde kamu yöneticileri ile yerel medya temsilcileri arasında güvene dayalı bir ilişkinin tesis edilmesinin ve haber-bilgi akışının daha koordineli ve hızlı yapılmasının gereğine işaret edilmiştir. Belirtilen bir diğer diğer husus da, kamu ile yerel medya temsilcileri arasındaki görüşmelerin basın-yayın etiği gereği mahremiyet çerçevesinde gizli kalmasının sağlanmasıdır.

2. Her iki kesimin yerel medya ile ilgili olarak en çok dile getirdikleri ve bir sorun olarak gördükleri husus, kitle iletişimin sosyalleşmesine olanak sağlayan sosyal medyanın özellikle de internet haberciliğinin keyfilikten çıkarılmasıdır. Şikayet edilen husus, söz konusu internet haberciliğinin belli bir yasal dayanağının/mevzuatının bulunmaması nedeniyle herkesin bu işi yapmaya başlaması ve genellikle de işin uzmanı olmayan kişilerin haber yapmalarıdır. Temsilcilere göre bu durum, hem toplumun doğru bilgilendirmemesine ve dolayısıyla sağlıklı bilginin kamusallaşamamasına hem de keyfi ve ideolojik amaçlara hizmet eden yanlış ve çarpıtılmış malumatın yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Bunun ortadan kaldırılması için öncelikle yapılması gereken; genelde yerel medyanın özelde de internet haberciliğinin daha sıkı denetlenmesi, basın özgürlüğüne zarar vermeden ilgili yasal zeminin oluşturulması ama daha da önemlisi internet haberciliğinin etik yasasının oluşturulması ve başta iletişim fakülteleri olmak üzere bu konularda eğitim veren kurumlardan mezun olanların çalıştırılması ve istihdam edilmesidir.

3. Misyonu kamuyu aydınlatmak, ülke ve toplum yararını gözeterek bilgi ve haber akışını sağlamak olan medyanın tekelleşmesinin ve herkesin istediği zaman ve istediği adla gazete çıkarılmasının engellenmesi, üzerinde uzlaşılan diğer bir konudur. Zira kamudaki basın yayın yetkililerinin en çok şikâyet ettikleri hususlardan birisi de özellikle yerel gazetelerin çok kolay bir biçimde yayın hayatına başlamasına izin verilmesi aynı şekilde herkesin çok kolay gazeteci kimliğini alabilmesidir.  Dolayısıyla gazeteci olmak için herhangi bir kuralın, yetkinin, yeterliliğin olmaması ve istenildiğinde çok kolay bir biçimde gazete çıkarılması hem gazeteciliğin ciddiyetine zarar vermekte hem de bilgi kirliliğinin ve dezenformasyonun önüne geçilememesine neden olmaktadır. Bunun için de yine yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.

4. Yerel medyada görülen en büyük sorunlardan birisi de dilin Türkçe'nin doğru bir biçimde kullanılmıyor olmasıdır. Görsel ve sözel medya yanında sosyal medyada da kötü bir dil, ifade, anlatım söz konusudur. Özellikle yerel medyada görülen bu durumun ortadan kaldırılması için yukarıda da ifade edildiği gibi bu sektörde işin ehli olan yani iletişim konusunda formasyonu olan yükseköğretim mezunlarının, mümkünse Türkçe veya Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinden mezun olanların çalıştırılmasıdır. Çıkan gazetelerin veya paylaşılan haberlerin dili ve anlatımları hakkında herhangi denetleyici bir mekanizma da bulunmamaktadır.

5. Kamuda çalışan basın yayın yetkililerine göre yerel medya, toplumun günlük yaşamına dokunan bilimsel, teknolojik içerikli, magazinsel ve eleştirel haberlere daha çok ilgi gösteriyor. Ortak düşünce ise yerel medyanın daha çok kamu kurumlarının vermiş olduğu ilanlarla yayınlarını devam ettirmeye çalıştıkları ve mali açıdan güçlü olmadıkları için araştırmacı gazeteciliği yerine arşiv haberciliğini yapmalarıdır. Yine yerel medya temsilcilerine göre Basın İlan Kurumu’nun gazeteleri birleştirme operasyonunun özellikle köklü geçmişi olan güçlü gazetelere zarar verdiği ve ilanlarda yeterli desteği vermedikleri, işleyişte sıkıntı olduğu vurgulanmıştır.

6. Yerel medyanın devletin terörle mücadelesine destek verdiği hususu genel olarak katılımcıların çoğunun hem fikri olduğu bir konu olmuştur. Güvenlikle ilgili haberler genellikle ilgili kamu kurumunun onayı ile servis edildiğinden dolayı, yerel medyanın paylaşılan bilgilerin dışına çıkmak gibi bir durumları söz konusu olamamaktadır. Bunun yanında resmi makamların verdiği haberler, terörle mücadele hakkındaki bilgiler genellikle yerel medyada da veriliyor. Ancak, yerel medya temsilcileri, başta güvenlik sorunu olmak üzere çok zor koşulların söz konusu olduğu bir coğrafyada habercilik yaptıklarını ve yapmış oldukları haberlerden dolayı kimi zaman yerel dinamiklerden kimi zaman da kamu bürokrasisinden eleştiri hatta bazen tehditler aldıklarını, birçok gazetecinin sadece haber yaptıkları için “teröre yardım ve yataklık suçlaması”yla yargılandığını ve bu yargılamaların da halen devam ettiğini, Ankara’nın da yerel medyaya bakışının olumlu olması gerektiği veya “yerel medya gerekli mi gereksiz mi?” sorusuna samimi cevap vermeleri hususlarını belirtmişlerdir. Yerel medya temcileri, kamu kurumlarının daha şeffaf ve eleştiriye açık olmalarını, özellikle de terörle ilgili haberleri paylaşma konusunda kamu kurumlarının daha hızlı davranılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Bunun yanı sıra temsilcilerin şikâyet ettikleri diğer bir husus da, kurum amirlerine ulaşmada ve onlarla röportaj yapmada zorluk çektikleri yönünde olmuştur. 

7. Toplantıda her kurumun kendi içinde bir sosyal medya birimini kurulu olduğu tespiti yapılmıştır. Ancak sosyal medyada dezenformasyona dayalı çok fazla bilgi veya malumat dolaşabilmektedir. Halkı yanlış veya taraflı bilgilendirmeyi amaçlayan çok sayıda internet haberciliği yapan siteler bulunmakta veya sosyal medyada bu türden haberlere rastlanılabilmektedir. Sosyal medyadan yayılan dezenformasyonların önüne geçilebilmesi için öncelikle kamu kurumlarının ilgili birimlerinin bu haberleri çok hızlı bir biçimde doğrulamaları gerekmektedir. Geciken her yanlış haber, halkta kimi zaman yanlış anlaşılmalara neden olabilmektedir. Bunun için kurumların ilgili birimlerinin mutlaka hızlıca hareket etmeleri ve medyaya yansıyan bilgilerin doğruluğunun teyit edilmesi gerekmektedir.

8. Çalıştayda, devletin yatırımlarının ve hizmetlerinin yerel medyada ya yeterince yer almadığı ya da bazı kamu kurum amirlerinin yapmış oldukları hizmetleri basınla paylaşmadıkları görüşü ortaya çıkmıştır. Aynı şekilde yerel medyanın haberlerinde ülke ölçeğinde yapılan büyük yatırımlara yeterince yer vermediği, daha çok yerel düzeydeki yatırım ve hizmetleri yansıtmaya çalıştığı görüşü çıkmıştır. Bölgedeki vatandaşların en büyük sorununun günlük yaşamda karşılaşılan ekonomik sorunlar ki, "işsizlik bunların başında gelmektedir" olduğu anlaşılmıştır. Özellikle de gençlerin gelecek kaygısı ve buna ilişkin yeterli politikaların üretilememesi bölgesel bazda toplumsal bir sorun olarak karşımıza çıkmıştır. Yerel medya, söz konusu sorunları dile getirme konusunda yeterli bir çaba göstermediği de ifade edilmiştir.

yerel-medyanin-sorunlari-calistayda-raporlandi-(2).jpgyerel-medyanin-sorunlari-calistayda-raporlandi-(3).jpgyerel-medyanin-sorunlari-calistayda-raporlandi-(1).jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler