Kars’ta basın keşmekeşi!

Uzun süredir köşe yazısı yazmıyordum ve Kars’ta haberlere de gitmiyordum. Bunun iki nedeni var. Birincisi; Valilik tarafından yapılan ayırım. İkincisi; gerçek gazeteci olmayanların meydanı doldurması!...

Ben Vali Türker Öksüz Bey’e de şahsen iletmeme rağmen, gazeteci ayırımı yapılmasının önüne geçilemedi. 50 yılı aşkın bir süredir gazetecilik yapmama, 4 kez Başbakanlık ile Cumhurbaşkanlığı tarafından basın kartı almama rağmen, toplantılara çağırılmıyorum. Üstelik 2 gazete ve 4 haber sitesi sahibi olmama rağmen. Ben çağırılmadığım gibi, sitelerim ve gazetelerimden de kimse çağırılmıyor. Bunun nedenini, Kars’ın etnik yapısını irdeleyenler basitçe anlar sanırım.

Bilgisayar gazeteciliği başladı

Kars’ta vergisini veren işçi çalıştıran ve basın mevzuatı çerçevesinde yükümlülüğünü yerine getiren çok az gazeteci var. Onlar da tarafsız biçimde görevlerini yerine getirdiği için pek aranmazlar. Çünkü; bu kişileri tesir altına alamazlar.

Dolayısıyla, bazı kesimler gerek kamu kurumlarından, gerekse piyasadan devşirme gazeteci türetmeye başladı. Bu da bilgisayar gazeteciliği oldu. Hem de valilik sık sık onları arayıp toplantıya da çağırıyor.

Bilgisayardan kendilerine tanıtım kartı çıkaran kişiler toplantılara katılıp baş köşeye oturuyor. Gerçek kart sahipleri veya gazeteciler de kenarda ayakta kalıyor. Ne kadar acı bir durum olsa gerek!...

Şahsen ben yaratılan bu durum için artık mesleğimden soğudum.

Düşünün!... bir gazeteci resmi kurum görevlisi ve toplantıda gerek Vali gerekse çalıştığı kurum amirine dahi soru soruyor. Üstelik polis de bu keyfi bilgi sayar kartı taşıyan kişiye geçit veriyor, toplantıya alıyor. Orada itiş-kalkış başlıyor. Artık yetti sanırım valilik, Emniyet ve Basın Protokol Müdürlüğü gerçek ve sahte gazetecileri ayırsa iyi olacak!...

Kars için güzel haber ve yorumlarda görüşmek dileği ile…