Çetin KELEŞ

Çetin KELEŞ

SOYTARILIK ETMEYİN

SOYTARILIK ETMEYİN

Bilir misiniz bilmem ülkenin birinde bir bakan varmış

Bu adam ne kadar bakarsa baksın o ülkenin gazetecileri bakmıyor diyorlarmış

Ne yapsa kabahat!

Niyet pis ya başka ne olacak?

Her neyse..

koca bakan bu turmuş bir düzenek planlayarak falan gün falan saatte suyu üzerinden yürüyerek geçireceğini duyurmuş

o gün gelmiş çatmış, düzenek hazır

Bakan söz konusu denizin üzerinden (kurduğu düzenek sayesinde ) yürüyerek karşıya geçmiş

O Bakan’a; “bakmıyor” diyen gazetecilerin de davet edildiği faaliyette herkesin gözü önünde Bakan’ın su üzerinde yürümesi hayretler içinde izlenirken ertesi gün manşetler;

“ BAKAN YÜZME BLMİYOR “ başlığı ile atılmış...

*             *             *

Son günlerde Kars Belediyesinde yaşananların ardından devam eden sinsile niyeyse bu fıkrayı yaşıyor hissine kapıldım.

Ne olmuş?

Sacılık emriyle Kars Belediyesin den alınmalar olmuş.

Sebep?

“ Kobani olayları,

“2014 - 2015 yılında Kağızman’a bağlı Çemçe - Madur bölgesi kırsalında PKK terör örgütü tarafından kurulan sözde barış ve canlı kalkan çadırında yer almak

Bölgedeki örgüt mensuplarına yaşamsal malzeme temin etmek

Teröristlerin “sözde şehitliği” için düzenlenen açılışa katılmak,

PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan haber sitelerine demeç vererek örgüt propagandası yapmak,

Ölen veya tutuklanan örgüt mensuplarının aile üyelerini işe almak,

terör örgütünün şehir yapılanması içinde faaliyet yürütmek,

ihalelere girecek kişileri örgüt talimatıyla tehdit etmek ve engellemek

terör örgütü üyesi olmak”

Bu suçlamalar ışığında gözaltılar gözaltılar gerçekleşirken oklar tutuklamalardan dolayı münhal duruma gelen Belediye Başkanlığı görevine atanan Vali Türker Öksüz’e çevrildi.

Taraftar bir gurup gerek sokağa çıkarak destek yürüşünde bulundılar

Gerekse de sosyal ve korsan  medya üzerinden suçlamalara gözaltındakiler adına tek cümlelil savunma yaptılar;

Neymiş? Bunlar neden yapılmış?

“ VALİ NAMAZ KILIYOR “

ALLAH ALLAH!!!

Valla haklıymışsınız olur mu böyle şey vali namaz kılar mı hiç aaa...

Tabi ben bu haberi aldıkan sonra zaten yanına gidiyor olduğum babamla görüştüm

moralim bozuk tabi suratım yerlerde

Meslek duayeni babam Hıdır Keleş yüzümü o halde görmeyi önem sırasında ikinci sıraya alarak önce merakına hasıl olan Belediyedeki durumu sordu bana;

“ ne oluyor yavrum Belediye Başkan ve meclis üyeleri alınmış “

E ben de zaten bu soruyu bekliyorum tabi konuşmak için kim tutar beni?

Cevap verecekken babamın yaşlı olduğu aklıma geldi, yani adamın belli bir yaşı var acaba bu habere kalbi dayanır mı?

80 i aşkın yaşı var ama bir valinin namaz kıldığı bilgisi onu şoke ederdi.

Neyse Allaha tevekkül edip bu gerçeği bilmesi gerektiğini düşünerek yapıştırdım cevabı, hem de tek solukta;

“ Ya baba sorma adamlar haksız yere alınmış Vali namaz kılıyormuş!!! hemi de vatandaşlarla bir arada...

*             *             *

Sonra olayın medya kısmına gözattım

zaten Vali’nin namaz kılıyor oluşunun şokunu atamamışken bir de ne göreyim?

Vali’nin namaz kılışı belgelenmiş

Bir gazeteci yeri yedi kat üstüne çıkarak

ve dahi ejderhaları yenip kaf diye bir dağın bir üst sokağındaki devin tepesindeki gözünde bu resmi çekmiş

İnanılmaz bir başarı(!)

Bu meslek erbabı bu kahraman gazeteci taktire şayan şeyiyle.. neydi ? he tamam; başarısıyla bütün dünyanın övgüsüne nail olmuş.

Hakkıdır az bile olmuş...

Hatta öyle ki asrın başarısı sosyal medyadan övgülerle taktire nail olmuş

Öyle demeyin kolay mı bi düşünsenize;

Şehrin ortasında , önceden haber verilmiş bir faaliyeti izlerken, bu faaliyet esnasına tesadüf eden namaz çağrısını müteakip camiye giden ve hatta inanmayacaksınız ama namaz kılan bir Vali’yi görmek mümkün mü?

Başarı bu kadar da değil bu eşsiz gazeteci adeta doğanüstü yetenekleri gerektiren bir beceriyle Vali’yi namaz kılarken resmini çekmiş. Hem de fotoğraf makinesiyle.

VAY BEEEE...

*             *             *

Fıkrayla başladım kendimi kaptırıp uzattığım hususun adli kısmına yorum yapmaya had sahibi değilim. Herkes gibi...

Ancak;

Mensubu olmaktan övünç duyduğum basın mesleği kisbesinde gelişimlere bir kaç cümlem var..

Aslında başlıkta bu minvalde atılmıştır...

Gazetecilik görevi halk adına bilgi alıp kamuoyuna paylaşma yetkisini kapsar.

Gazetecilik herşeyden önce bu faaliyeti gösteren kişinin bireysel varlığına en uzak tutulması gereken meslektir?

Yani bu meslek mensubuna soru sorma, yorum yapma vs yetkileri kamu adına verilir, kişiselleştirilemez.

Hele hele korku malzemesi edilemez.

Kişisel hırs veya taraf aleti haline getirilmesi “ şeref yoksunluğu “ sayılan bu meslek övgü beklemez çıkar amaçlı kullanılamaz...

Sıralanınca kuralları nüshalara sığmayacak bu mesleğin kuralları son zamanlarda ne yazıkki diğer gerçek meslek mensuplarını rencide edcek seviyede soytarı malzemesine dönüştürüldü.

Şöyleki;

Genellikle seçim dönemlerinde bir rant kapısı olarak açılıp ve daha sonra kapatılan internet sitelerinden bazıları bunla da yetinmeyip mesleğin, altını çizerek tekrar ediyorum  Mesleğin yani şahsın değil mesleğin gördüğü önem sesemleştirmiş olacak ki rantlarını mesleğin diğer görevlerinden olan “ halk adına soru sorma “ yetkisi ile ilişkilendirdiler.

Ne yaparak?

iyi polis, kötü polis..

yani?

İki sanal medya kafadar halk adına bazı kurum yetkilileriyle ayrı ayrı görüşerek manşetlere taşımakla tehdit ediyor bir diğeride devreye girip uzlaşma sağlayacağından vaatle menfaat sağlayacaklarını düşünüyor.

Yaptılar mı?

Lüzumu halinde yanıtlayacağım.

*             *             *

Benim açıklamamın Vali beye hiçbir faydası olmayacağı bilinci ile;

Vali namaz kılıyor. Namaz hiçbir siyasi taraf, görüş vs oluşumun simgesi değildir ve tabii haktır

Vali eleştiriye sebep olması muhtemel sayılacak şekilde namaz kılarken cep telefonuyla konuşur bir pozda değil,

cemaatin aksine ters yönde kıbleye arkası dönük değil,

Vali bey Çarşamba günü CUMA NAMAZI kılıyor halde de değil.

Uzun sözün kısası bu durum ne yerin yedi kat üstünde gerçekleşen ne de bir takım soytarıların savunma veya haber konusu yapacak bir husus değil.

Bana mı ne?

Bu, hayatımda mensubu olduğum, geçimimi tamamen ve sadece buna bağladığım, dışında hiçbir faaliyeti olmayan ve mensubu olmaktan gurur duyduğum, vergi mükellefliği fiziki tesisi vs yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğim, babamdan aldığım mensubu olmaktan gurur duyduğum bu meslek ayklar altına alınmaya başladı.

Şahıs olarak kendisine (makamına) savunma ve müafa cürretini teleffuz dahi edemeyeceğim makamı işgal halindeki Türker Öksüz’ün müdahalesine şerefinin korunması adına muhtaç hale getirilen bu mesleğin gerçek mensubu biri olarak bir an önce korsan sitelerle, hiçbir mesleki yükümlülüğü yerine getirmeden basın şeref ilkesinden yoksun faaliyetklerle mesleği, dolayısı ile de biz mensuplarını pisleten, tarafsız olmak mecburiyetinde olan görevin icracıları kamu nezdinde taraf gibi lanse eden gazeteci olmayan sanal medya kullanıcılarının ayrıştırılmasını talep ediyorum.

*             *             *

Sanal medya mensubu kişilere de buradan bir çağrıda bulunuyorum;

(meslek erbabı Babam Hıdır Keleş ve kendi adıma )

Hayatımız boyunca mensubu olduğumuz tek meslek olan Gazetecilik görevi sürecince gerek malımıza ve gerekse canımıza yönelik saldırıları göyüsleyemek pahasına sütun ilkerimizden taviz vermedik, Hiçbir zaman ve asla meslek yetkilerini kişiselleştirmeyip rant kapısına dönüştürmedik ve hatta sırf sadece yaptıklarımızdan yazdıklarımızdan doğacak sorumluluğu kimseye sıçratmamak adına yine yasal bütün gereklerini yerine getirerek, gazetenin satışından dahi gelecek tutarın okurlarından alınmayacağını duyurmakla başlattığımız gazeteyi sadece ve sadece halk adına yürütürken, bizim,  basın ahlak ve ilkesine sahip çıkmayı üstlenmiş meslekteşlarımızın hayatımıza eş saydığımız mesleği kirletmeye hakkınız yoktur.

Tiyatro sahnesindeki soytarıların görevi izleyenleri güdürmek, olmadıkları bir kimliğe bürünerek onlar gibi davranmak ve tabi davranıren aksi tavırlar sergileyip komik hale gelmektir.

Hal bu iken “ basın mensubu “ kisvesi altında

SOYTARILIK ETMEYİN!!

Bu yazı toplam 30222 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Çetin KELEŞ Arşivi