Demirden Düşen Adımlar: At Nallarıyla Yaşayan Bir Geleneğin İzleri

Demirden Düşen Adımlar: At Nallarıyla Yaşayan Bir Geleneğin İzleri

Kars’ın kırsalında unutulmaya yüz tutmuş bir zanaat: Nal ustalığı. Paslı demirlerin arasında sadece bir meslek değil, aynı zamanda geçmişin ayak izleri saklı…

At Nalı: Bir Zamanlar Gücün ve Bereketin Simgesiydi
Köylerin toprak yollarında yankılanan nal sesleri artık sadece hafızalarda çınlıyor. Atların günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası olduğu dönemlerde, her nalın bir hikâyesi vardı. Ustalar, demiri közde kızdırır, örsün üzerinde döver, her hayvanın ayağına özel şekillendirirdi. Bugün ise bir zamanlar kıymet biçilemeyen bu el emeği ürünler, paslı bir yığının içinde kaderine terk edilmiş halde.
Köy Pazarı ve Eski Ustaların Sessizliği
Kars’taki dükkanlarda hâlâ bu nallara rastlamak mümkün. Bir zamanlar el emeğiyle şekillenen nallar, artık nostaljik birer eşya gibi tezgâhlarda bekliyor. Bazıları süs niyetine alınırken, bazıları hala köylerde birkaç atlı tarafından kullanılmaya devam ediyor. Eski ustaların yerini artık sanayi üretimi alsa da, nalbantlık geleneğini sürdüren birkaç isim hâlâ nefes alıyor.
Bir Usta Anlatıyor: “Her Nalda Bir Yol Saklıdır”
Kars’ta yıllarca nalbantlık yapmış 70 yaşındaki Mehmet Usta şöyle diyor:
“Eskiden atlar bir evin hem ulaşımı, hem yük taşıyanıydı. Her köyde bir nalbant olurdu. Şimdi çivisini bile unuttular. Ama ben her nalda eski bir yolu, bir düğünü, bir cenazeyi hatırlıyorum…”Gelenek Yaşatılmalı
At nalı sadece bir hayvan aksesuarı değil; Türk kültüründe uğur, bereket ve koruyuculuğun da simgesidir. Duvarlara asılan nalların, evleri kötü enerjiden koruduğuna inanılır. Bu kültürel mirasın yaşatılması için hem yerel yönetimlerin hem de halkın farkındalığı artırması gerekiyor.

Kaynak:Kader Yurdagül

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler