LGS öncesi Klinik Psikolog Sinem Baran Ekinci, ‘sınav kaygısı’ için uyardı
Liselere Geçiş Sistemi (LGS) öncesi öğrencilere önerilerde bulunan Klinik Psikolog Sinem Baran Ekinci, baskıcı ebeveyn tutumu ile büyütülmüş olan çocukları için durumun daha vahim sonuçlara ulaşabileceğini söyledi.
Volkan GÜNGÖR
Karslı Klinik Psikolog Sinem Baran Ekinci, 4 Haziran Pazar günü yapılacak Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavı öncesi öğrenci ve ailelerini uyardı.
Çocuk ya da ergende stres yaratan durumun sınavın kendisinin değil ona yansıtılma biçimi olduğunu söyleyen Ekinci açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Tüm sene çalışıp tek bir gün içinde performansımızın değerlendirilecek olması biz yetişkinler için bile çok zor okurken doğru baş etme mekanizmaları henüz gelişmemiş olan çocuk ve ergenler için çok daha zorlayıcı olabilmekte. Süreç içerisinde gereğinden fazla strese giren, kaygı bozukluklarına genetik olarak yatkınlık gösteren, baskıcı ebeveyn tutumu ile büyütülmüş olan çocuklar içinse durum daha vahim sonuçlara ulaşabilmektedir.
Çocuk ya da ergende stres yaratan durum sınavın kendisi değil ona yansıtılma biçimidir. Öğretmen, aile, akranlar ya da geçmiş yaşantılar sonucu sınavın bir son olduğuna inanç geliştiren çocuk bu yanlış inanışlar gereği bilgisini yansıtmakta zorlanır. Bu nedenle öncelikle sınavın herhangi bir son değil yeni hayatı için bir başlangıç olduğu ifade edilmelidir.
Ebeveynler çocuklarını tanıyıp ona göre motivasyon konuşması yapmalılardır. Kendi motive oldukları yöntemler üzerinden hareket etmek çocuğa yarardan daha çok zarar getirecektir. Örneğin sen kesinlikle kazanacaksın ben sana güveniyorum cümlesi özgüven sorunları yaşayan çocuk için aşırı bir sorumluluk yüklenme olarak algılanabilir. Bu duurmda çocuk kazanmaktan başka seçeneği olmadığını düşünerek içinden çıkılmaz bir kaygı döngüsüne girip başarısız olacaktır.
Son güne son ana kadar çalışmak tavsiyesi böyle uzun bir hazırlık süreci olan sınav için yararlı değildir .Bütün sene zaten yapılması gerekenleri yapmış olan çocuk en azından son birkaç gün ya da son gün mutlaka stres atmak için derslerden uzaklaşmalıdır.
Aileler çabayı ödüllendirmeli ya da çaba hakkında telkinlerde bulunmalılar. Başarı ya da başarısızlık kavramları hakkında konuşmak çocuğun özgüvenine zarar verdiği gibi baş edilmesi imkansız bir strese dönüşür. Gereken çabayı gösterdin sınav anında odaklanman gereken tek şey sorular olmalı süreci ya da sonrasını hayal etme demelilerdir. Başka çocuklarla kıyaslanmamalı önceki başarı ya da başarısızlık hikayelerinden bahsedilmemelidir.
Son akşam iyi yapılacak en güzel şeyin kaliteli bir uyku ve stres içermeyen sakin bir kahvaltı olduğu unutulmamalıdır. Uykusu gelmemiş olmasına rağmen çocuk uyuması için zorlanmamalı, yarın sabah normalde yaptığı kahvaltı rutininin dışına çıkılmamalıdır.
Ve belki de en önemlisi sevginin koşulsuz şartsız olduğu konusudur. Çocuğumuza sonuçtan bağımsız olarak onu çok sevdiğimizi, hayatın uzun bir maraton olup tek bir sınavdan ibaret olmadığını belirtmek yarın onun için yapabileceğimiz en iyi şey olacaktır
Böyle büyük sınavlarda rekabet duygusuna ne yazık ki daha çok kapılan anne babalar sınava sanki kendisi girecekmiş gibi streslerini kontrol etmekte zorlanabilirler. Bu durum çocukları daha çok kaygılandıracağı için daha rahat olan ebeveynin çocuğa eşlik etmesi daha yararlı olacaktır. Şimdiden hepinize başarılar diliyorum.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.