Mehmet Akif Ersoy’un edebi yönü!
Kars Fen Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Durdağı Karakaş Mehmet Akif Ersoy’un edebi yönünü anlattı.
Kars’ta, “İstiklal Marşı’nın Kabulünün 104'üncü yıldönümü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü” dolayısıyla program düzenlendi. Kars Fen Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Durdağı Karakaş Mehmet Akif Ersoy’un edebi yönünü anlattı.
Karakaş şunları söyledi;
"Bugün burada, 12 Mart 1921’de kabul edilen ve milletimizin bağımsızlık ruhunu, azmini ve sarsılmaz iradesini mısra mısra haykıran İstiklâl Marşı’nın yıldönümünü kutlamak ve bu destansı marşı kaleme alan büyük şair, vatan sevdalısı, milletin vicdanı Mehmet Akif Ersoy’u yâd etmek için toplanmış bulunuyoruz.
İstiklâl Marşı, yalnızca bir şiir değildir; o, Türk milletinin var oluş destanıdır. Milletimizin en zor zamanlarında, umutla, cesaretle, inançla yükselen bir haykırıştır. Bu marş, işgale boyun eğmeyen, esareti reddeden, hürriyeti uğruna gözünü kırpmadan canını veren bir milletin, tarih sahnesindeki en gür sesidir. Ve bu sesi kaleme alan Mehmet Akif Ersoy, yalnızca bir şair değil, milli ruhun taşıyıcısı, bağımsızlık meşalesinin alevlendiricisi, ahlakın ve faziletin en büyük timsalidir.
Mehmet Akif’in kalemi, süslü ve gösterişli kelimelerle değil, yüreğinden kopan iman ve cesaretle yazan bir kalemdir. Onun şiirleri, sadece kâğıda dökülen dizeler değil, milletin çığlığıdır, mazlumların sesi, kahramanların yankısıdır! O çığlık ki Çanakkale’de Mehmetçiğin göğsünde yankılanmış, Sakarya’da top seslerine karışmış, Anadolu’nun dört bir yanında bağımsızlık ateşini harlamıştır.
Mehmet Akif, vatanını yalnızca sözle değil, eylemle seven bir dava adamıdır. O, yalnızca bir edebiyatçı değil, milletinin kaderini dert edinmiş, milletin ruhunu yeniden ayağa kaldırmak için mücadele etmiş bir fikir adamıdır. Millî Mücadele yıllarında Anadolu’yu adım adım dolaşmış, vaazlarıyla halkı bilinçlendirmiş, kalemiyle bağımsızlık mücadelesine yön vermiştir.
Akif için vatan, yalnızca bir toprak parçası değildir. Ona göre vatan, uğrunda can verilen, alın teriyle sulanan, şehitlerin kanıyla mühürlenen bir mukaddesattır. İşte bu yüzden, İstiklâl Marşı’nı yazarken ödül almayı reddetmiş, “O şiir benim değil, milletimindir!” diyerek milletine adamıştır.
Onun nazarında sanat, kuru bir estetik kaygının ötesinde, milletin sesi, duygusu, ideali olmalıdır. Sanatı sanat için değil, milletin uyanışı için kullanmış, eserlerinde hayali değil, hakikati anlatmıştır. O, toplumun içinde yaşamış, halkın sıkıntılarını görmüş, onların acılarını, umutlarını, mücadelelerini kalemiyle dile getirmiştir. Onun dizelerinde süslü tasvirler değil, alın teriyle yoğrulmuş bir gerçeklik vardır. Fakirin feryadı, mazlumun gözyaşı, kahramanın cesareti, vatan aşkıyla tutuşan yüreklerin sesi onun şiirlerinde vücut bulmuştur.
Mehmet Akif’in şiirlerinde, iman ve aksiyon, ahlak ve cesaret, fedakârlık ve vefa iç içedir. O, yalnızca yazdığı mısralarla değil, hayatıyla da örnek olmuş, inandığı değerler uğruna büyük bedeller ödemiştir. Makam ve mevki peşinde koşmamış, şahsi menfaatlerini bir kenara bırakmış, halkının dertleriyle dertlenmiştir. Hayatı boyunca doğruluktan, hakikatten, adaletten taviz vermemiş, her zaman inandığı gibi yaşamıştır.
Ona göre gerçek vatanseverlik, sadece sözlerle değil, eylemlerle de ispat edilmelidir. Bu yüzden Mehmet Akif, Millî Mücadele’ye sadece dizeleriyle değil, bütün varlığıyla katılmıştır. O, cephede savaşan bir asker gibi, milletinin kalbindeki bağımsızlık ateşini harlamak için mücadele vermiştir. Vatan aşkı için, milletin geleceği için çektiği sıkıntılara aldırış etmemiş, davasından asla dönmemiştir.
Bugün bizlere düşen görev, Mehmet Akif’in mısralarını sadece ezberlemek değil, onun ruhunu anlamak, yaşamak ve yaşatmaktır. Onun bizlere miras bıraktığı değerleri korumak, onun hayalini kurduğu nesil olmaktır. Mehmet Akif’in istediği gençlik, imanlı, çalışkan, vatanına ve milletine bağlı, ahlaklı ve cesur bir gençliktir.
Mehmet Akif’in bize bıraktığı en büyük miras, sadece İstiklâl Marşı değil, onun temsil ettiği ruh, inanç, fedakârlık ve mücadele azmidir. Ve bizler, bu mirasa sahip çıkmalı, onu sonsuza kadar yaşatmalıyız!
Bu anlamlı günde M. Akif Ersoy için ne söylesek az kalır
Ruhun Şad olsun büyük şair…
Senin mısraların gönlümüzde bayrak, fikirlerin zihnimizde meşale olmaya devam edecek. Senin yazdıkların, bu milletin hafızasında hep bir rehber, bir pusula olarak kalacak.
Ne mutlu bu vatan uğruna can verenlere, ne mutlu Mehmet Akif’in izinden gidenlere!"
Kaynak:Kader Yurdagül
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.