Kars’ta ömürlerini sevgiyle yoğurarak geçiren 85 yaşındaki Rıza Sural ve 78 yaşındaki Zozan Sural çifti, bugün hayatlarını evlatları ve torunlarıyla paylaşmanın huzurunu yaşıyor. Bu anlamlı kare, Kars’ta yeni hizmete giren ve Çetin Soral’ın işletmeciliğini yaptığı Mado şubesinin açılışında çekildi.
Aile bağlarının, sevginin ve emeğin simgesi haline gelen Sural çifti, yaşamları boyunca sergiledikleri sadakat ve birliktelikle genç kuşaklara da örnek oluyor. Açılış gününde yer alan bu fotoğraf, hem yeni bir işletmenin ilk adımına hem de bir ömrü paylaşan çiftin sessiz ama güçlü hikâyesine tanıklık ediyor.
Birbirine bakarak değil, aynı yöne bakarak geçen onlarca yıl… Hayatın türlü zorluklarında omuz omuza vermiş, her gün aynı sofraya aynı sadelikle oturmuş, gözlerde değil gönüllerde biriken sevdanın adı: birlikte yaşlanmak.
Bu öyle bir sevdadır ki ne sosyal medyada paylaşılır ne de manşetlere taşınır. Ama tam da bu yüzden en kıymetlisidir. Sessizdir, gösterişsizdir ama gerçek ve derindir.
Yıllara Meydan Okuyan Bir Sevda
Hayat, bazen bir çift yorgun elin tuttuğu çay bardağında, bazen sobanın başında birlikte sarılan sessizlikte gizlidir. Her kırışık, her ak saç, birlikte verilen bir mücadelenin sessiz tanığıdır. Gençliğin coşkusuyla değil, yaşanmışlığın vakur suskunluğuyla anlatılır bu hikâyeler. Sevda, zamanla güzelleşen, olgunlaşan bir yürek meselesidir.
Her Sabah Aynı Sofrada, Her Akşam Aynı Dualarda
Aynı sofrada yenilen sade bir çorba, aynı pencereden bakılan gün batımı, birlikte edilen dualar… Hayatın gösterişsiz ama en derin anlarıdır bunlar. Her gün biraz daha büyür sevgi; tartışmadan, küsmeden, her şeyi konuşmadan anlayarak…
Sevdanın Sessiz Tanıkları: Köy Evleri, Soba Başları, Eğimli Omuzlar
Kırsalda bir köy evinin taş duvarları arasında ya da şehirde bir apartmanın mütevazı balkonunda… Bu sevdanın mekânı değil, yüreği vardır. İç içe geçmiş eller, artık konuşmaya gerek duymayan bakışlar, birlikte susmayı öğrenmiş iki yürek…
Soba başında anlatılan eski günler, duvardaki siyah beyaz bir fotoğraf, yıllardır saklanan bir mendil, sessizce yaşanmış bir ömrün izleridir.
Birlikte Yaşlanmak, Varlığıyla Yetinmek Demektir
Zenginlik ya da fakirlik, hastalık ya da sağlık… Hiçbiri önemli değildir artık. Varlık sadece maddiyat değil, birinin hâlâ yanında olmasıdır. Elini uzattığında hâlâ orada bulmak, gözlerinle değil kalbinle görebilmektir.
İşte o yüzden, birlikte yaşlanmak bir aşk değil, bir ahlak biçimidir. Bir sadakat yeminidir, bazen hiç söylenmemiş bir teşekkürdür.
Hayatın Gerçek Kahramanları Onlardır
Onlar ne manşetlere çıkar, ne de alkışlarla karşılanırlar. Ama hayatın omurgasını onlar oluşturur. Onlar çocuklarını büyütür, torunlarına masallar anlatır, bir yastıkta geçen ömrün sabrını ve sevgisini yaşatarak geleceğe taşır.
Toplumun mayası, köküdür bu insanlar. Her mahallenin, her köyün sessiz kahramanlarıdır. Onların hikâyeleri bir gün anlatılmayı bekleyen en değerli romanlardır.
Birlikte Yaşlanmak: Kalpten Kalbe Kurulmuş Bir Köprü
Zaman geçtikçe güç kaybolur, bel bükülür, göz görmez ama sevgi eksilmez. Çünkü birlikte yaşlanmak, bir ömrün tamamını tek bir kelimeyle özetlemektir: “Biz.”